Susuz mu yoksa Gıdasız bir Hayat mı?
Yetişkin bir insan bedenin yaklaşık yarıdan fazlası sudan oluşur. Yani yaklaşık %60. Sussuz insan ortalama 3-5 gün yaşayabilir ancak bu ortamın durumuna bağlı. Açlık ile insan daha uzun süre yaşayabilir, yaklaşık 10-14 gün. Bu rakamlar kesin değil ortalama belirtmekte. Ancak insanın yaşamı için hayati önemi önemi olan bu iki öğe, insan için olmazsa olmazı.
Türk Dil Kurumun Sözlük websayfasında GIDA için: isim, arapça gıdâ Besin demektedir.
Aynı sözlükte BESİN için: Yenilebilinir, beslenmeye elverişli her türlü madde, azık, gıda demekte. Yaşamak, varlığını sürdürebilmek için gerekli şeyler" demektedir. ( https://sozluk.gov.tr/)
Ancak bildiğimiz gibi ne ekmek yerden yetişmekte ne de Su ağzımıza doğadan akmakta. Suyu bulmak kolay olabilir ancak temizliği konusunda şüphe duyulabilinir. Ancak beslenmek için daha fazla çaba sarf etmekteyiz. Aslında bildiğimiz gibi beslenme ile vücudumuz harcayabilecek enerjiyi almakta. Yani vücudumuz besinler sayesinde enerji almakta ve bunu kullanarak enerji harcamakta.
En temel besin ihtiyaçlarımızı TARIM sayesinde elde etmekteyiz. Ekilen buğdaylar toplanıp öğütülür ve una dönüşür. Fırıncı undan hamur yuğurur ve ekmeği üretir. Yani insanın beslenmesi için Gıda üretilmeli. Burada kullanılan faktörler (etkenler):
Arazi, Tohum, Emek, (Makina),Makina öğütme için, Emek, Ocak.
Araziye ekilen tohumlar Başak olup Hasat mevsiminde Makina veya insanlar aracılığı ile toplanır ve depolanır. Ardından Değirmenlerde öğütülerek una dönüşür. Unlar Fırınlara dağıtılır ve Fırıncı undan hamur üretir. Hamurun ocaklarda pişmesi ile EKMEK ürünü ortaya çıkar.
Bazen tarlada ekilen sebze ve meyveler hasat zamanında sadece yıkanarak yenebilmekte.
Tarım işi dikkat edilir ise ZAMANA ihtiyaç duyar. Hiçbir şekilde hemen ekilen tohum hemen hasat vermez.Tüketici toplumuna dönüştüğümüzden bunları bazen unutuyoruz. TARIM iklime çok bağımlı bir uğraştır. Sıcaklık Nem ve Yağmur ekilene doğrudan etken eder. Tabii burada toprağın kaliteside önemli bir etkendir. Ardından ekilen başıboş bırakılmaz ve sürekli takp edilir.Ot temizliği Böcek temizliği vb.
Tekrar başa dönelim: İnsan Açlığa Susuzluktan daha uzun dayanabilir. Ancak sadece su ile de beslenemez.
Aşağıda Türkiye ve ülkemizin bulunduğu gezegen Dünya ile bazı tarihler arasında nasıl bir gelişme gösterdiğini GIDA ve Besin aracılığıyla incelemeye çalışacağım. Veriler Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünden (FAO https://www.fao.org), Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK. https://www.tuik.gov.tr) ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) derlendi.
Önce NÜFUSu ele alalım:
Yıl Dünya Türkiye TR'nin Dünya nüfusundaki pay Artış
1963 3,211,000,000 29,531,000 0.91968%
2018 7,631,000,000 82,340,000 1.079% 17.33%
Artış% 137.65% 178.83%
1963 yılında Dünya'nın nüfusu 3,211 milyar kişi ve Türkiye'nin ise 29milyon 531bin kişi ve Türkiye'nin dünya nüfusundaki payı %1 den az yani 0.92% civarında.
2018 yılına gelindiğinde ise Dünya nüfusu 7milyar 631milyona yükselmiş ve ülkemizin nüfusu 82milyon 340bine ulaşmış. Ve Dünya nüfusun %1.08 kadarı Türk vatandaşından oluşmakta. Bu Pay artışı rakamsal olarak %17 ye karşılık gelmekte. Ufak gibi görünen bir artış ancak hesaplandığında hiçte ufak bir artış olmadığı göze çarpar.
Unutmayalım: Dünya üzerinde 1963 yılından 2018 yılına KARA parçası artmadı. Türkiye'de de arazi yüzölçümü artmadı. Her ikisi de aynı. Dünya'nın yüzölçümü 510milyon 100bin km^2 ve Türkiye'nin 783bin beşyüzaltmışiki (783,562)km^2. Yani Türkiye Dünya yüzölçümünün 0.153% ünü kaplıyor.
Arazi alanı 1963 yılından 2018 yılına kadar artmamasına rağmen bu arazi üzerinde yaşayanların sayısı arttı. Dünya'da yaklaşık 1,5kat Türkiye'de ise 1,5 kattan fazla 1,8kat.
Her birey doyrulması gerekiyor açlıktan ölmemek için. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü AÇLIK konusunda bir çalışma ve Harita hazırlamış bir bakalım DÜNYA AÇLIK HARİTASI Orta veya Şiddeli Gıda Güvensizliliğin Yaygınlığı 2019-2021
Toplam Nüfusun Açlık çekebilecek kesimi:
Kaynak: FAO, IFAD, UNICEF, WFP ve WHO. 2022. Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu 2022. Sağlıklı beslenmeyi daha ekonomik hale getirmek için gıda ve tarım politikalarını yeniden tasarlamak. Veri FAOSTAT üzerinden temin edilebilinir. (https://www.fao.org/faostat/en/#data/FS)
Görüldüğü gibi ülkemiz bu konuda teyit edilmiş bir çalışması yok. Malesef.
Elimizde olan verilere bakalım.
Kara arazinin yüzde kaçının tarım arazisi olarak kullanıldığını ele alalim.
Yıl Dünya Türkiye
1963 %34.2 %48.56
1983 - %47.71
2001 %37.53 -
2005 - %59.56
2020 %36.41 %45.07
ortalama %34.05 %51.23 Ancak dikkat 2005 yılında Türkiye'de yaklaşık %60 toplam arazinin Tarım amaçlı kullanıldığı göze çarpıyor ve bu değer diğerlerine göre "fazla zıplamış" bu değeri göz ardı ettiğimiz vakit Türkiye'nin 1963-2020 arası ortalama %48.45 çıkar. Yani kara arazilerin yarısına yakın tarım arazisi olarak kullanılmakta. Bu rakam Dünya ortalamasının üstünde olduğumuzu gösteriyor. Dünya toplam kara parçaların 1963 yılından 2020 yılına Tarım kullanımını artırmış %6.46 Yani her km^2 alanda 10m^2 lık alan daha ilave olmuş (Genelde ormandan veya deniz, dere,nehir bataklık ıslahı vb). Türkiye'de ise büyük bir değişim göze çarpmıyor. Sadece %1.05.
Sıcaklık faktörünü ele almamız gerekiyor çünkü bitkiler sadece Toprak ve Su ile değil aynı zamanda Güneşe de ihtiyaçı var.
Yıl Dünya Türkiye
1963 0.17 -0.71
1976 -0.31
1992 -1,27
2021 1.44 1.93
Tablo bize ortalama Sıcaklık artışı/azalışını göstermekte. Dünya 2021 yılında 1.44 derece daha sıcak iken Türkiye'de sıcaklık artışı 2 dereceye yaklaşmış.
Şimdi de Üretime bakalım.
Ürün |
Yıl |
Türkiye |
World |
||
ekili alan ha |
üretim ton |
ekili alan |
üretim |
||
Hububat |
1963 |
13016700 |
17487100 |
659234467 |
949345889 |
2020 |
11128065 |
37184688 |
736009199 |
2996142289 |
|
Artış/Azalış % 100 |
-14.50932264 |
112.640678 |
11.64604338 |
215.6007019 |
Dünya'da tahıl ve benzeri tarım ürün üretimi 2 kat artmış . Hatırlayalım Dünya nüfusu 1963-2018 arası 1,4kat arttı. Türkiye'de nüfusumuz 1,8 kat artarken ürettiğimiz sadece 1 kat artmış ve ekilen alanlar %15 azalmış. Yani DIŞARIDAN ALMIŞIZ.
FAO'nun brüt üretim endeksi var bir de ona bakalım. Bu endeks 2014-2016 yılları arasını 100 olarak temel alır.
Yıl Dünya Türkiye
1963 30.97 31.26
2020 107.42 114.48
Dünya da brüt üretim 2014-2016 yıllarının %7.5 üstünde Türkiye'de ise yaklaşık %15 artmış Yani Türkiye'de Hububat dışındaki üretim artmış.
Ama şimdi en önemli olan konuya gelelim.
Dünya'da Gıda Fiyatları %60'tan %150'ye doğru gider iken (2014-2016=100 bazlı) ve bu gidişte inmeler çıkmalar olduğu halde Türkiye'de İstanbul Ticaret Odasının yayınladığı Ücretliler Geçinme endeksin alt endeksi olan Gıda Maddeleri Fiyatlarının SÜREKLİ VE SÜREKLİ ARTTIĞI GÖRÜLÜR. Yani bizim ülkemizde Enflasyon kanıksanmış daha doğrusu Paramızın Satın Alma Gücü hep düşürülmüş.
İTO'nun Gıdda maddeleri Endeksini 2015 temel yıl olarak alırsam ve hesaplama ile Gıda Maddeleri fiyatı 2000 yılından itibaren pahallılaştığını ve dolayısıyla Ücretlilerin büyük bir Gelir kaynağının bu temel ihtiyaca gittiği söylenebilinir. Aslında Bu grafik bize 1978-2000 yılına kadar Gıdda Maddeleri Fiyatlarının aşırı artmadığını ancak 2000 yılından itibaren özelikle 2010 yılından itibaren fiyatlar daha da hızlı yükseldiğini gösteriyor. Halbu iken Dünya'da 2000-2020 arası Fiyat artışları %80 civarı iken Türkiye'de bu artış 2015 fiyatları ile %300.En büyük artış sıçraması 2019-2020 itiabaren yaşanıyor. Pandemiden dolayı.
İstanbul Ticaret Odasının hesapladığı ve yayınladığı İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi 1963 yılında 100 değeri ile başlamış ve Temmuz 2022 yılı itibarı ile bu rakam 816,561,774.96 (Yıllık olarak) olmuştur. Yani 1963 yılında 100 Liraya alınabilir bir şey artık 816 milyon 561 bin 775 TL olmuş. Altı Sıfırı atalım. Ozaman 816 TL oluyor. Yani 716 katlı bir artış. Gökdelen Sayılar. Veya başka bir ifade ile 1963 yılında 100 Liraya alınan bir Gıda Maddesi bugünün fiyatı ile 816 Lira olmuş. Kafa karıştırmayayım Daha anlaşılabilinr olması için İTO rakamlarını 2015 yılına endeksledim yani 2015=100 alarak hesapladım. İşte o zaman Türkiye'nin 2015 yılından itibaren ekonomisinin ne kadar hızlı geliştiğini daha iyi görürüz. RAKAMLAR ŞİŞİYOR ve bir gün bu balonlar patlayacak. Ama Dünya'da bu artışlar daha bir değişik. 2015 yılında 2022 yılına doğru % 40 Gıda fiyatları artarken Türkiye'de Gıdda Maddeleri Fiyatları 100'den 350'ye fırlıyor. İşte Paramızın Satın Alma Gücü kaybını buradan okuyabiliriz.
Her şey para değil Ancak Para alışveriş billakis Alım için elzem.
Son Söz: Anayasamız Çalışma ve Geçinme Hakkında ne emreder?
Madde 49 – Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.
(Değişik fıkra: 3/10/2001-4709/19 md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.
Madde 50 – Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.
Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.
VE EN ÖNEMLİSİ
Madde 11 – Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.
Comments
Post a Comment